AKP iktidarının krizi fırsata çevirebiliriz sözleri anlaşıldı. TOFAŞ, üretimi sıfırlansa bile kâr yazmaya devam ettiği halde 1000’i aşkın işçiye kapıyı göstererek krizi "fırsata" çevirdi. Ekonomik kriz gerekçesiyle yüzlerce fabrikadan on binlerce işçi işten çıkarıldı.
soL (HABER MERKEZİ) TOFAŞ, üretimi sıfırlansa bile kâr yazmaya devam ettiği halde 1000’i aşkın işçiye kapıyı gösterdi. Koç grubu CEO’su ise dün yaptığı bir konuşmada 2008 yılında yüzde 30 büyüdüklerini, “şimdilik” işçi çıkarmadıklarını ama ilerleyen günlerde “radikal” önlemler almak zorunda kalabileceklerini söyledi.
TOFAŞ, İtalyan ortağı Fiat’tan gelen tüyolarla Avrupa pazarındaki çakılmayı erken gördü ve “önlem” olarak Ekim ayında 380 işçiyi kapı önüne koydu. Bununla yetinmedi kalan işçileri de ücretsiz izne gönderdi. Mavi yakalıların payına ücretsiz izin düşerken beyaz yakalıların payına da “gönüllü” ücret indirimi düştü. Bölge Çalışma Müdürlüğü’ne yapılan bildirime göre Aralık’ta 700 işçi daha çıkartılacak.
Üretim de “finansallar” da 41 kere maşallah TOFAŞ’ın 40. yılını kutladığı 27 Ekim gününe bir rekor damgasını vurdu. Fabrika tarihinin en yüksek üretimini gerçekleştirip ciro ve kâr rekoru kırmıştı. 2008’in ilk 9 ayında 233 bin adet üretimle, 2007 yılının tamamı geride bırakılmış, ciro önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 60 artarak 3,9 milyar YTL’ye, kâr da yüzde 102’lik artışla 366 milyon YTL’ye çıkmıştı.
İç pazarda “doğan görünümlü şahin” stratejisini sonuna kadar zorladığı için 2001 krizi ile bir miktar bocalayan TOFAŞ, 2004 sonrasında Fiat’ın tutması garanti birtakım modelleri kaydırması sonucu zıplayan ihracatıyla rahatladı. 2001-2008 arasında TOFAŞ satışlarını adet olarak yüzde 100, ciro olarak ise yüzde 250’ye yakın artırdı. Söz konusu dönemde 2,5 milyar YTL’ye yakın kâr elde edilen TOFAŞ’ın yeni modeller için yaptığı yatırımlar ise yarım milyar YTL civarında oldu. TOFAŞ, bu dönemde, geçmişte de olduğu gibi yine Türkiye’nin en çok kazanan şirketlerinden biri oldu.
Sadece geçmişi değil geleceği de parlakHikayenin buraya kadar olan kısmı özgünlük taşımıyor. Kendini yabancı sermayenin kollarına bırakmış sermayenin ülkeyi daha bağımlı hale getirdiği parlak 5-6 yılından göz dolduran bir kare sadece.
Ancak TOFAŞ’ı “krizin eşiğinde” başkalarından ayıran bir özgünlüğü bulunuyor. TOFAŞ, yaptığı anlaşmalarla kendini garantiye almış durumda. Anlaşmaların sürelerine ilişkin değerlendirmeler muhtelif. Ancak TOFAŞ yöneticilerinin geçtiğimiz ay düzenledikleri yatırımcı toplantısında analistlere söyledikleri kadarıyla yıl sonuna kadar hiç üretim yapmasalar bile herhangi bir kayıpları olmuyor. Fiat ve PSA Peugeot ile yapılan anlaşmalar, sipariş iptali durumunda sabit giderler, amortisman ve kârın ödenmesini zorunlu kılıyor.
TOFAŞ’ın dururken bile kâr yazmasını sağlayan anlaşmalar “take or pay” yani “al ya da öde” anlaşmaları. Bazı modellerde 10 yıllık anlaşmalar olduğundan TOFAŞ’ın kimi sunumlarında söz ediliyor. Yatırımcı toplantısında şirketinin geleceğinden endişe etmemeleri için verilen bilgi İş Yatırım, HSBC, Finans Yatırım tarafından hazırlanan ve müşterilerine gönderilen TOFAŞ raporlarında yer alıyor.
Rahmi Koç kimi “deve” yerine koydu? Rahmi Koç, 20 Kasım 2008 günü basına bir demeç verdi. Fiat’ın 5 bin otomobilin üretimini iptal ettiğini, yangının “bize de” gelmekte olduğunu söyledi. Ardından da hükümetin 2020’de ihracatta İtalya’yı yakalama hedefine gönderme yaparak “10 yıl sonranın değil yarının garanti altına alınmasın bekliyoruz” dedi. Konuşmasına bir de “deve” fıkrası kondurdu: “Padişah 'Benim deveye konuşma öğretene bir kese altın veririm' demiş. 'Ama öğretemezsen de kelleni keserim' demiş. Adamın biri de 'Ben öğretirim ama 10 yılda' demiş. '1 kese altını ise peşin alırım' demiş. Adama sormuşlar 'Sen niye böyle bir şey yaptın, deveye nasıl konuşma öğreteceksin' diye. Adam da onlara '10 yıla ya ben ölürüm ya deve ölür ya da padişah ölür' demiş.”
Koç’un demecinde, TOFAŞ yetkililerinin dokuz aylık mali tablolarını açıklamak amacıyla yaptıkları “analistler toplantısı”nda büyük bir rahatlıkla itiraf ettikleri gerçek tabii ki yer almadı.
Koç grubu henüz “radikal” önlem almamış Koç grubu CEO’su Bülent Bulgurlu dün yaptığı bir konuşmada 2008 yılında yüzde 30 büyüdüklerini, “şimdilik” işçi çıkarmadıklarını ama ilerleyen günlerde “radikal” önlemler almaları gerekebileceğini söyledi. Koç grubu sadece TOFAŞ’ta değil, Ford Otosan’da da 500’e yakın işçi çıkarttı. Anlaşılan CEO Bulgurlu “otomotiv hariç” konuşuyor.
Bu arada “ücret indirimi”nin TOFAŞ’a özgü bir uygulama olmadığı da Bulgurlu’nun yaptığı açıklamadan anlaşıldı. Koç grubunun bütününde geçtiğimiz ay beyaz yakalılara yüzde 25’lik ücret indirimi bildiriminde bulunulduğu biliniyor. Koç grubunun CEO’su artık saklanamaz durumdaki bu bilgiyi dünkü konuşmasında “Beyaz yaka çalışanlarımız, özellikle yönetim kadrosundakiler, büyük sağduyu göstererek, bizlere bu yıl zam almak istemediklerini bildirdiler. Biz de, bu doğrultuda 2009 yılı için çalışma ve analizlerimizi başlattık” sözleriyle kamuoyuyla paylaştı.
Yurtsever Cephe İşçi Birliği hesap soruyorYurtsever Cephe İşçi Birliği ve TKP, dün Bursa’da bir basın toplantısı yaptı. TOFAŞ’ın kriz fırsatçılığının anlatıldığı toplantıda “İktidar partisi AKP ve onun Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik bu yaşananlara seyirci kalarak Anayasa'da belirtilen "çalışma hakkı"nın güvence altına alınması görevini neden yerine getirmemektedir?” sorusu yöneltildi. “Krizin faturasının TOFAŞ’ta olduğu gibi işçilere kesilmemesi” için yapılması gerekenler sıralandı:
- Kriz bahanesiyle işçi çıkartılan şirketlerin 2002 yılından bu yana elde ettikleri kârlar, patronların malvarlıkları ve servetleri açıklanmalıdır.
- Kriz nedeniyle ortaya çıkan zararlar, bu kârlardan ve malvarlıklarından karşılanmalıdır.
- İşten çıkarmalar ve ücretsiz izinler derhal durdurulmalı, her iki uygulamayı yasaklayan bir yasa derhal çıkartılmalıdır.
- Anayasal bir hak olan "çalışma hakkı" devlet tarafından güvence altına alınmalıdır.
Açıklama “Yurtsever Cephe İşçi Birliği, bu doğrultuda başta TOFAŞ işçileri olmak üzere, işten atılan, işten atılma tehdidi altında olan ve kriz bahanesiyle her türlü hukuksuz uygulamaya maruz kalan işçilere hak aramak ve krizin bedelini ödememek için patronlara ve AKP'ye karşı birlikte mücadeleye çağrı yapmaktadır” sözleriyle sona erdi.
www.sol.org.tr (4 Aralık 2008)